
Nihayet beklenen gün geldi. Yarın öğleden sonra yaz tatilimiz resmen başlayacak...
Bilgisayarımı yanıma almamak için var gücümle çalıştım ve becerdim. Eylül sayılarının tüm hazırlıkları tamam, dönüşe birkaç küçük detay bekliyor beni sadece. Bavulları hazırlayıp, Osman'a verdim. 2 büyük bavul, bir küçük valiz, bir büyük sırt çantası ve bir bisiklet. Benim götüreceğim küçük valiz dışındakiler, şu anda Osman'la birlikte deniz yolculuğuna çıktılar. Öğleden sonra Zeynep'le birlikte uğurladık O'nu. Salı günü Foça'da olacak...
Yarın ev temizlenecek. Bu konuda takıntılıyım ben; tatile çıkarken ev mutlaka temiz bırakılmalı. Ayrıca tüm çamaşırlar yıkanmış, ütüler yapılmış, bulaşık makinesi boşaltılmış olmalı. Tost makinesinin ızgaraları, demlikler yıkanmalı. 5 litrelik pet su yedek bırakılmalı. Yataklara temiz nevresimler geçirilmeli, buzdolabında bozulacak hiçbir şey kalmamalı, kapının önündeki çöp kovası yıkanmalı... Tüm bunlar yapılmalı ki, dönüşte rahat edilsin. Tatilin enerjisi bir anda uçup, gitmesin...
Planım temizliğin ardından Hüsniye Abla'yla birlikte karşıya geçmek. O yüzden bu akşam Ada'dakilerle vedalaştım.
Ve planın geri kalan kısmı:
* Yarın akşam üstü ana-kız saçlarımızı kestireceğiz. İkimizin de saçları bir ayda çok uzadı...
* Salı sabahı Pınar'la kahvaltı edeceğiz; tabii kızlar da olacak. (Bu son an planını çok sevdim)
* Salı akşamüstü uçağıyla da İzmir'e gideceğiz...
* Cumartesi Foça'ya geçilecek...
* 5 Ağustos'a kadar Foça'dayız.
* 6-7 Ağustos İzmir'deyiz. Valiz tatilin ikinci ayağı için yeniden hazırlanacak
* 8-16 Ağustos Datça
* 17-21 Ağustos İzmir
* ve 21 Ağustos dönüş
Son günlerde canımı sıkan bir sürü şey oldu üstüste; içimde pır pır eden, beynimi kurcalayan bir şeyler var o yüzden. Umuyorum ki, her şey yolunda gidecek ve keyifli bir tatil geçireceğiz.
21 Ağustos'a kadar bilgisayarımdan uzak olacağım. Fotoğraf yükleyemesem de, arada bir yerlerden kaçamak yapıp, birkaç satır yazar mıyım? Bilmiyorum...
Tek bildiğim Ege'nin keyfini çıkarmak istediğim. Emekleyen Zeynep'le tatil çok keyifli ve kolay geçmişti. Bakalım yürüyen (hatta artık hep koşan) Zeynep'le nasıl geçecek?!